Türkiye’de Yatırım
Türkiye’de Yatırım
Türkiye, iki kıta üzerindeki coğrafi konumuyla, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenleri arasında bir köprü işlevi görmektedir. Bu özellik Türkiye’ye lojistik ve iş gücü anlamında bir avantaj sağlayarak, ülkeyi büyük pazarlar için güçlü ve uygun maliyetli bir merkez hâline getirmektedir.
Bu coğrafi avantaj; Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi ve Orta Asya dahil olmak üzere, 1,5 milyarlık bir nüfusa ve 20 trilyon ABD doları üzerindeki bir pazara hızlı erişim sunmaktadır. Ülkenin üç tarafının deniz olması, sürekli gelişen demir yolu ve kara yolu hatları ve Türk Hava Yolları’nın 122 ülke ve 255 noktaya yaptığı seferleri ile yolcu ve yük taşımacılığı sistemleri ticaret etkinliğini entegre bir şekilde desteklemektedir.
Türkiye, nitelikli iş gücü nüfusu bakımından Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesidir. Sahip olduğu genç nüfus, iş gücünün büyümesindeki en önemli faktör olarak Türkiye’nin diğer ülkelere kıyasla üst sıralarda yer almasını sağlamaktadır.
Türkiye 1980’lerde uygulamaya başladığı ihracata dayalı büyüme stratejisi çerçevesinde üretim ve ihracatını artırmaya başlayarak büyük pazar olanaklarına, nitelikli işgücüne, liberal düzenlemelere ve ilave pek çok avantaja sahip bir ülke haline gelmiştir. İhracatın hızla artması ve ekonomideki dönüşüm çerçevesinde yakalanan hızlı büyüme yabancı sermayenin de ilgisini çekmiş ve Türkiye, 2000’li yılların başından itibaren uyguladığı yabancı sermaye ve yatırım teşvik sistemi ile bölgesinde uluslararası sermayenin en çok tercih ettiği yatırım üslerinden birisi olmuştur.