Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal sembolü ve resmi bayrağıdır. Devletin devamlılığını gösteren en etkili sembollerden olan şanlı bayrağımız, eski ve köklü bir tarihe sahiptir. Türk milletinin birliğini, bağımsızlığını ve değerlerini temsil eden Türk bayrağı, hiçbir zaman yere düşmez ve gölgesi kucaklayıcıdır. Türk bayrağı, din, dil, ırk farkı olmadan gölgesindeki bütün insanları kucaklar.
TÜRK BAYRAĞININ TARİHİ
Osmanlı İmparatorluğu’ndan önceki dönemlerde de Türk devletleri tarafından kullanılan bayrağımız;
- Günümüzde kullandığımız şekle yakın Türk bayrağı, 3. Selim döneminde 1783’ten itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde kullanılan bayrakta sekiz köşeli yıldız bulunmaktadır.
- Tanzimat döneminde, 1844 yılında, bayrağımızdaki yıldız beş köşeli olmuştur. Saltanatın kaldırılmasından sonra, 29 Mayıs 1936 tarihinde, bayrağımızın şekli belirlenmiş ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından kabul edilmiştir. Atatürk, bayrağın tasarımında Türk milletinin tarihini, değerlerini ve bağımsızlık mücadelesini yansıtan semboller kullanmayı amaçlamıştır.
- Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı ile 25 Ocak 1985 tarihinde çıkarılan “Türk Bayrağı Tüzüğü” ile boyutları belirlenmiştir. Buna göre, bayrağın büyüklüğü ne olursa olsun şekli, boyutları ve renk kodları dışına çıkılamaz.
TÜRK BAYRAĞI İLE İLGİLİ EFSANELER
Türk bayrağı ile ilgili en sık dile getirilen efsane, Birinci Kosova Savaşı sırasında olduğu iddia edilendir. I. Murat (Murad Hüdavendigâr) komutasındaki Osmanlı ordusu ile Kral Lazar komutasındaki Sırp ordusu, 1389 yılında Kosova Ovası’nda karşı karşıya gelir. Osmanlı ordusu, Sırp ordusunu yener. Ancak bu büyük zaferde Osmanlı ordusu çok kayıp vermiştir. Savaş sonunda, bir Sırp askerinin Müslüman olmak isteği ile I. Murad’ın elini öpmek bahanesi ile kendisine yaklaşması ve hançerlemesi sonucu I. Murad şehit olmuştur. Oklar ve kılıçlarla yapılan savaşta akşam olmuş ve her tarafta kan gölcükleri oluşmuştur. Bu kan gölcüklerinden birinde gökyüzündeki Ay ve Jüpiter’in aynı hızda oluşunun yansıması bugün kullandığımız bayrağımıza ilham vermiştir.
Başka bir efsaneye göre ise Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi, bayrağımızın şeklini rüyasında görmüştür. Rüyasında, göğsünde bir hilal ve yıldızın belirişini ve göğsünün büyümeye başlayışını gören Osman Gazi, bu rüyayı, devletinin tüm cihana hükmedecek kadar büyüyeceğine yormuştur. Rüyasından çok etkilenen Osman Gazi, böylesine derin anlamlar yükleyince bunu bir işaret kabul etmiş ve hilal ile yıldızı bayraklarında kullanmaya başlamıştır.
TÜRK BAYRAĞININ KULLANIMI VE SAYGISI
Türk bayrağı, Türk milletinin milli birliğini ve bağımsızlığını temsil eden kutsal bir semboldür. Bayrağımız, sadece ona verilen değer ve gösterilen saygı ile değil kanunlarla da korunmaktadır.
2893 numaralı, 22/9/1983 tarihli Türk Bayrağı Kanunu’nda, bayrağın nasıl kullanılması ve saygı gösterilmesi gerektiği net bir şekilde belirtilmiştir.
Buna göre; Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmî yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara, kürsülere örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Kanuna muhalefet edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Türk bayrağı, Türk milletinin tarihini, kimliğini ve değerlerini yansıtan güçlü bir semboldür. Türk bayrağı, Türk milletinin birliğini ve bağımsızlığını simgeler. Her zaman gururla, saygıyla en üst değerlerimizden biri olacak.